KİMYASAL VE HAMMADDELER
Socar Türkiye’nin üç tesisi Sıfır Atık Belgesi aldı
Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla atıkları kaynağında ayrıştırarak geri kazanımını sağlayan SOCAR Türkiye’nin Petkim, STAR Rafineri ve SOCAR Türkiye Akaryakıt Depolama üretim birimleri, Aliağa’da Sıfır Atık Belgesi’ aldı.
Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye’nin İzmir Aliağa’da Rafineri ve Petrokimya İş Birimi çatısı altında faaliyet gösteren iştirakleri Petkim, STAR Rafineri ve SOCAR Türkiye Akaryakıt Depolama A.Ş. Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamındaki tüm kriterleri yerine getirerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ‘Sıfır Atık Belgesi’ aldı. Böylece üç tesis de atık yönetimi konusunda gerekli ekipman ve sistem altyapısını tamamlayıp mevzuatta belirtilen kriterleri sağladığını, atıkların kaynağında ayrıştırılarak ekonomiye geri kazandırıldığını belgelemiş oldu.
Geri kazanım miktarı %32 arttı
Sürdürülebilirlik politikası çerçevesinde Petkim, STAR Rafineri ve SOCAR Depolama tesislerinin üretim birimleri için ortak bir atık yönetim sistemi kurduklarını ifade eden SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya Başkanı Anar Mammadov, “Üç şirketimizde başlattığımız Sıfır Atık Projesi ile kaynakların daha verimli kullanılmasını, atıkların yerinde toplanarak ekonomiye kazandırılmasını hedefliyoruz. Bu doğrultuda tüm üretim sahalarımızda atık yönetim sistemleri ile atık toplama araçlarımızı yeniledik. Atık geçici depolama alanlarında iyileştirme yaptık. Yıl içinde tüm personelimize yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürüttük. Bu çalışmalarımız sonucunda SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi’ne bağlı üretim birimlerinde geri kazanım miktarlarını %32’lere varan oranlarda artırdık. Aldığımız Sıfır Atık Belgesi, bundan sonraki çalışmalarımız için bize motivasyon kaynağı olacak” diye konuştu.
Hedef platin sıfır atık belgesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde 2017’de hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına almayı, gelecek nesillere temiz bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacını taşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen proje çerçevesinde Sıfır Atık Yönetmeliği kriterlerini sağlayan şirket ve kurumlara 5 yıl geçerliliği olan Sıfır Atık Belgesi veriliyor. Bu belgenin alınmasından sonra takip eden 12 aylık süre içinde gümüş, altın ve platin sıfır atık belgesi için müracaat edilebiliyor. SOCAR Türkiye, Rafineri ve Petrokimya İş Birimi’ne bağlı üretim tesisleri için önümüzdeki bir yıl içinde gümüş, altın veya platin sıfır atık belgesi için başvuruda bulunmayı planlıyor.
KİMYASAL VE HAMMADDELER
Termoplastik elastomer (TPE) nedir?
Termoplastik elastomerler (TPE), kauçuklarla benzerlik gösteren malzemeler olup, son dönemde otomotiv, tüketim ürünleri, inşaat, beyaz eşya, medikal, gıda, kablo gibi sektörlerde daha fazla kullanım alanına kavuştular. Dolayısıyla TPE nedir sorusu da sıklıkla gündeme gelmeye başladı. ASTM D1566 standardında tanımlı olan ve bazı temel yönleri ile pek çok hammaddeden ayrılan termoplastik elastomer, kauçukların mekanik dayanımlarına ve esneklik özelliklerine sahipken aynı zamanda plastikler gibi kolay işlenebilir olmalarıyla ön plana çıkıyor. TPE ürünlerin aynı zamanda geri dönüştürülebilir malzemeler olmaları da dikkatlerden kaçmıyor.
Termoplastik elastomerlerin ekstrüzyon, enjeksiyon, şişirme gibi proses teknikleri sırasında kauçuklardan farklı olarak kürleme yani vulkanizasyona gereksinimleri olmuyor. Diğer taraftan TPE’ler aynı plastikler gibi proses sırasında kolayca işleniyor ve masterbatch ile renklendirilebiliyorlar.
TPE ürünler genel olarak 2 farklı grupta değerlendiriliyorlar. Bunlar, blok kopolimerler ya da termoplastik karışımlarıdır. TPV, SEBS, SBS, TPO gibi farklı türleri olan termoplastik elastomerler geniş bir sertlik aralığında ve arzu edilen mekanik ve ısıl dayanım özelliklerine göre dizayn edilebiliyorlar. Peki, diğer hammadde çeşitleri ile kıyaslandığında bu malzemelerin hangi özellikleri ön plana çıkıyor? Bir başka deyişle TPE’lerin avantajları neler? Sorunun yanıtını kısa bir liste halinde aktarabiliriz:
- %100 geri dönüştürülebilir malzemeler olmaları nedeniyle doğa dostudurlar.
- Geri dönüştürülebilir olmaları sayesinde proses edilmeleri sırasında ıskarta (hurda) ürün problemi yaşanmaz.
- Geleneksel kauçuklara göre daha kolay proses edilirler, işlenebilirler.
- Proses edilmeleri sırasında vulkanizasyona yani kürleme basamağına ihtiyaç yoktur.
- Kauçuklara kıyasla aynı termoplastikler gibi daha kısa çevrim süresi sunan malzemelerdir. Bu sayede enerji tasarrufu sağlarlar.
- Masterbatch ile kolayca renklendirilebilir.
- TPE türüne bağlı olarak 0
,89 cm³ gibi düşük yoğunluk değerlerinde tasarlanabilirler. Mesela yakıt tasarrufunun çok önemli olduğu otomotiv sektöründe daha hafif araç parçaları üretilebilmesi için büyük avantajlar sağlarlar.
Aynı zamanda TPE ürünlerin ne gibi üretim teknikleri ile işlenebilecekleri de merak ediliyor. Bu sorunun yanıtını da liste formunda aktarmak daha doğru olacaktır:
- Ekstrüzyon
- Enjeksiyon
- Şişirme
- Kalenderleme
TPE ürünlerin morfolojileri ya da teknik özellikleri gibi konularda bilgi edinmek isteyenler Elastron internet sitesini ziyaret edebilir ve söz konusu hammaddelerin üretim süreçleri için uygun olup olmadığını da son derece kolay bir şekilde tespit edebilir. Bu internet sitesinde termoplastik elastomer hakkında merak edilen her türlü sorunun yanıtı ayrıntılı bir şekilde aktarılıyor. Sitede şemalar, grafikler, teknik bilgiler ve teknik destek alabileceğiniz canlı chat uygulaması da bulunuyor. TPE ürünler hakkında detaylı bilgiye ulaşmak, bu malzemeleri mercek altına almak için siz de Elastron internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
KİMYASAL VE HAMMADDELER
Plastik sanayicilerine yenilikçi enerji altyapısı
Türkiye’nin Kırklareli Vize’de hayata geçirilen ilk plastik ihtisas özel organize sanayi bölgesi PAGDER ASLAN OSB’de enerji altyapısı yatırımları başladı. Enerjinin güvenli ve verimli kullanımı için yeni nesil teknolojileri Schneider Electric ile gerçekleştirilen iş birliği neticesinde sanayicileri sunacak olan PAGDER ASLAN OSB plastikçilerin en önemli ihtiyacı olan kesintisiz ve kaliteli enerjiyi de sektörle buluşturacak.
Türkiye’nin ilk özel organize sanayi bölgesi olan PAGDER ASLAN OSB ile iş birliği kapsamında, yenilikçi bir enerji altyapısı kurulması üzere çalıştıklarını ifade eden Schneider Electric Organize Sanayi Bölgelerinden Sorumlu Satış Yöneticisi Yücel Erkan, “Bölgede, alanında öncü teknolojilerimizle uçtan uca bağlı bir sistem inşa ediyoruz. Böylece plastik üreticilerinin en temel ihtiyaçlarından biri olan kesintisiz enerjiyi Schneider Electric güvencesi ile sunmayı hedefliyoruz. Projenin ilk etabında 13 dağıtım merkezinin haberleşebilir sensörlerle donatılmış orta gerilim hücrelerinin tedariki gerçekleştirilecek. Ardından alçak gerilim, orta gerilim hücreler ve rölelerin uzaktan izlenmesi, kontrol edilmesi için Schneider Electric’in sunduğu SCADA sistemi kurulacak” dedi.
Enerji altyapı çalışmalarının son aşamasında Schneider Electric EcoStruxture çözümünün tamamlanması ve uçtan uca bir çözüm sunulması için Power Advisor ve Asset Advisor çözümlerinin kurulumunun da sağlanacağını belirten Erkan, “Böylece tamamen haberleşebilir, uzaktan izlenebilir, kontrol edilebilir dijital bir OSB altyapısı kurulacak. Bu da enerjinin 7/24 takibini ve akışını sağlamayı mümkün kılacak. Aynı zamanda herhangi bir arıza önceden tespit edilebilecek ve kestirimci bakım uygulanabilecek” ifadelerinde bulundu.
Elektrik tüketimi görece yoğun olan plastik sanayicileri için en önemli ihtiyacın enerjinin kesintisiz ve kaliteli tedariki olduğunun altını çizen PAGDER ASLAN OSB Bölge Müdürü Kadri Ün, plastikçiler için tasarlanmış uygun enerji altyapısının Schneider Electric iş birliği ile inşa çalışmalarına başlandığını ifade etti. Söz konusu altyapı yatırımlarının Vize’de üretime geçecek plastik sanayicileri için verimliliklerine de katkı sunacağını belirten Ün altyapı olanakları sayesinde katılımcı firmaların pazarda rekabet avantajına da sahip olacağına dikkat çekti.
PAGDER ASLAN OSB’yi dijitalleştirmek ve bir adım öteye taşımak istediklerini belirten Ün sözlerini şöyle tamamladı; “13 enerji dağıtım merkezinin inşaatları bölgemizde devam etmekte. Direkt iletim hattına bağlanmak suretiyle çevre organize sanayi bölgelerine göre yüzde 30 daha ucuz enerjiye sahip olacak sanayicilerimize yalnızca elektrik dağıtımı değil, sürdürülebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanımı, yenilikçi-yeşil üretim sahaları, solar enerji gibi konularda da çözümler sunmayı hedefliyoruz.”
KİMYASAL VE HAMMADDELER
Boya üretiminin sürdürülebilir yolu: Clariant Genamin Gluco 50
Clariant, iç mekan boya ve kaplama segmenti için, yenilenebilir malzeme temelli, uçucu/yarı uçucu organik kimyasal bileşikler (VOC/SVOC) içermeyen[1] , çok fonksiyonlu katkı maddesi Genamin® Gluco 50’yi sunuyor. Şeker bazlı bu yeni katkı maddesi, formülatörlerin, tüketicilerin az koku yapan, daha sağlıklı ve uygulaması daha kolay iç mekan boya ve lak talebini karşılamalarına yardımcı oluyor. Genamin® Gluco 50, sodyum hidroksit veya amonyak gibi standart nötrleştirici ürünlerin aksine, depolama stabilitesi ve pigment uyumluluğu konularında sağladığı olumlu etkilerle boya formülasyonunun performansını ve kalite profilini daha da güçlendiriyor.
Türkiye boya ve kaplama sektörü, son yıllarda Avrupa’nın en büyük boya ve kaplama sektörlerinden biri haline gelirken, Türkiye’nin küresel boya sektöründeki pazar payı da %2’ye yükseldi. Şu anda yaklaşık 2 milyar dolarlık bir pazar olan Türkiye boya sektörü, yıllık 890.000 ton üretim kapasitesiyle bugün İtalya ve Almanya’nın ardından Avrupa’nın en büyük üçüncü boya üreticisi konumunda. Yurt içindeki talepleri karşılamanın yanı sıra, toplam boya üretiminin %25’ini başka ülkelere ihraç eden Türkiye boya sektörü, ihracat alanında da ciddi avantajlar sağlamaktadır. Türkiye boya sektörünün bu şekilde artan büyüme trendi, Türkiye ekonomisi için taşıdığı değer açısından da önem arz ediyor.
Boya formülasyonuna sağladığı faydaların yanı sıra Genamin® Gluco 50’nin başlıca rolü, boyaların pH değerini yaklaşık 8 ila 10 arasında düzenleyerek, boya bileşenleri arasında asgari düzeyde etkileşime sahip, stabil bir boya sistemi yaratmaktır. Genamin® Gluco 50 ayrıca, boya formülasyonundaki katkı maddesi sayısını düşürerek formülasyonlardaki karmaşıklığı azaltmak için de uygun bir üründür. Genamin® Gluco 50 bunların yanında aşağıdaki avantajları da sağlamaktadır:
- Boyanın ömrünü ve depolama stabilitesini soğuk bölgelerde bile artırıyor. Genamin® Gluco 50 içeren parlak laklar , 28 gün boyunca 50°C’de saklandıktan sonra bile pelteleşme, sedimantasyon veya PH değerinde ya da viskozitede değişim göstermiyor. Ayrıca lak, 5 donma-çözünme döngüsünden sonra da stabil kalabiliyor.
- Pigment uyumluluğunun daha iyi olması sayesinde renk şiddetini artırıyor. Genamin® Gluco 50 ile nötralize edilen su bazlı boyalar ve pigmentler, daha yüksek renk şiddeti veriyor.
- Genamin® Gluco 50, ani pas oluşumunu azalttığından metal korumasını güçlendiriyor. Ayrıca kaplama filmini, paslanmanın yol açtığı renk solmasına karşı da koruyor.
- Az kokulu ve kullanımı kolay boyalar: Genamin Gluco 50, VOC/SVOC içermediğinden hoş bir kokuya sahiptir. Ayrıca boyaların ve kaplamaların kolay bir şekilde uygulanmasına da yardımcı oluyor.
- Parlaklık gibi boya özellikleri veya kuruma ya da sertleşme gibi davranışlar üzerinde herhangi bir olumsuz etki göstermiyor.
Clariant Türkiye Endüstriyel ve Tüketici Özel Ürünleri İşBirimi Satış Müdürü Levent Tümay, konuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Değişen yönetmelikler ve güvenlik şartları nedeniyle boya üreticilerinin, boya formüllerini sürekli gözden geçirmesi gerekiyor. Ayrıca, kullanımı daha kolay pratik boyalara olan talep de gittikçe artıyor ve sektör, değişen dinamiklere ve yönetmeliklere uygun çalışmalar yapıyor. Sektörde, performansı ve sürdürülebilirliği birleştiren çözümler bulma konusu öne çıkıyor. Genamin® Gluco 50, boya üreticilerini, profesyonel boyacıları ve tüketicileri tatmin edecek düzeyde yüksek bir performans ve çevre dostu avantajlar sunarak, boya formüllerini hazırlayanların zararlı maddeler içeren bileşenleri değiştirmelerine olanak sağlıyor.”
Genamin® Gluco 50, piyasadaki ilk VOC/SVOC içermeyen, yenilenebilir malzeme bazlı özel nötrleştirici olma özelliğini taşıyor. Kapsamlı laboratuvar testleri Genamin® Gluco 50’nin, depolama stabilitesi, ani paslanma, pigment uyumluluğu ve koku alanlarında aminometil propanolden (AMP) daha iyi bir performans gösterdiğini onaylıyor. Genamin® Gluco 50, üstün sürdürülebilirlik profilinden dolayı Clariant’ın sürdürülebilirlik alanında sınıfının en iyi performansını gösteren ürün ve çözümlerine verdiği EcoTain etiketini de sahip. Ayrıca Blue Angel, Nordic Swan, EU Ecoflower ve NF Environment gibi çevre dostu etiketlere sahip boyalar için de kullanıma uygun.
[1] VOC/SVOC içermemesi, VOC/SVOC içeriğinin ISO 11890-2 ve 16000-9 uyarınca, ölçülebilir %0,1 eşiğinin altında olduğu anlamına gelir.
- DİĞER11 yıl önce
Paraşüt yolculuğuna başladı!
- KİMYASAL VE HAMMADDELER10 yıl önce
Gümrük vergisiz ithalat kapısından 8 plastik hammaddesi daha geçti
- DİĞER7 yıl önce
ELK Motor, yeni yıla büyük hedeflerle giriyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER4 yıl önce
Termoplastik elastomer (TPE) nedir?
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017’ye dünya büyük ilgi gösterdi
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017 tüm hızıyla sürüyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER7 yıl önce
Büyüyen Plastik Sektöründe Endüstriyel Yağların Önemi
- Genel10 yıl önce
“Türkiye polipropilen yatırımı için cazip bir pazar sunuyor”