GERİ DÖNÜŞÜM
PAGÇEV yılda 110 bin ton geri dönüşümle ekonomiye 300 milyon TL katkı sağlayacak
Atık yönetimi, kaynağında ayrı toplama, geri dönüşüm, geri kazanım… Son zamanlarda çok sık duyduğumuz kavramlar. Çevreye katkıları ve ekonomik değeri ile önemi her geçen gün artan bir konu ambalaj atıklarının değerlendirilmesi. Bu amaçla; Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) tarafından hayata geçirilen PAGÇEV, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen yetki belgesi ile geri kazanım çalışmalarına başladı.
Türkiye’nin yetkilendirilmiş üç geri dönüşüm kuruluşundan biri olarak faaliyetlerine başlayan PAGÇEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi) atık yönetimi çerçevesinde; ambalaj atıklarının azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü için sürdürülebilir çözümler sunacak. PAGÇEV, ambalaj atıklarının belgelendirilmesi çalışmaları ile ilk etapta 110 bin ton ambalaj atığını geri kazandıracak. Bu geri dönüşümün ülke ekonomisine katkısı ise yaklaşık 300 milyon liraya ulaşacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen PAGÇEV, 110 bin tonluk ambalaj atığının belgelendirme çalışmalarını gerçekleştirmek üzere; 4,3 milyon kişiye belediyelerle birlikte hizmet verecek. Yaklaşık bin firma ile de işbirliği yapılacak. Yüzde 44 oranında geri kazanım sorumluluğuna sahip olan firmalar, ambalaj atıklarını belgelendirerek bu sorumluluklarını PAGÇEV vasıtasıyla yerine getirecek. Geri dönüştürülen ambalaj atıkları böylece çevre ve ülke ekonomisi için katma değer yaratmaya devam edecek.
2013 yılında ilk çalışmalarına eğitimle başlayan PAGÇEV, “Geri Dönüşüm ile Büyüyoruz” projesine 2013-2014 eğitim döneminde de devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık 4 bin öğrenci ve 90 öğretmene eğitim verildi. PAGÇEV, ağırlıklı olarak ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik olarak ambalaj atıklarının kaynağında ayrımı ve geri dönüşümü konularını kapsayan eğitim çalışlarına İstanbul’da başladı. Çalışmaların tüm Türkiye’ye yayılması ve bu sene sonuna kadar yaklaşık 136 bin öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “PAGEV olarak en önemli misyonumuz çevreyi korumak, ancak plastik sektörü, zaman zaman çevre açısından birçok haksız eleştiriyle karşı karşıya kalıyor. Ambalaj atıklarının geri kazanımı, ülke ekonomisine katkı sağlamak ve çevremize verdiğimiz değer doğrultusunda PAGÇEV’i kurduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığımız yetki belgesi ile de resmi olarak ambalaj atıklarının belgelendirilmesi çalışmalarına başladık. İlk etapta 110 bin ton atığı geri kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.
İstatistiklere göre Türkiye’de 2,8 milyon ton civarında bir ambalaj atığı kapasitesi olduğunu belirten Mehmet Uysal “Bu atıkların ancak 800 bin ton kadarı belgelendirilebiliyor. Aslında bu atıkların önemli bir bölümü ülkemizde “vahşi toplama” ile geri kazanılıyor ancak kayıt dışı olarak kalıyor. Bu toplanan atıkların da kayda geçebilmesi için toplayıcıların belediyelerimiz tarafından kadrolaştırılması ve toplanan atıkların belediyeler kanalı ile resmileştirilmesini öneriyoruz. PAGÇEV olarak firmalar ve belediyelerle birlikte üçlü bir koordinasyon içinde çalışacağız. Çeşitli aktiviteler ve eğitim faaliyetleri ile belediyelerimizin çevre konusundaki eksikliklerini tamamlamasına da destek olmaya talibiz” diyerek sözlerine son verdi.
GERİ DÖNÜŞÜM
Plastik Atıklardan Ekonomik Değere: Biotrend ve Freepoint İş Birliği

Biotrend ve Freepoint, Türkiye’de Plastik Atık Dönüşümünü Güçlendiriyor
Biotrend Çevre ve Enerji Yatırımları A.Ş. ile Freepoint Eco-Systems International Ltd., atık plastiklerin ekonomik değere dönüştürülmesi için stratejik bir ortaklığa imza attı. İki şirket, atık plastikleri ileri dönüşüm teknolojileriyle işleyerek sürdürülebilir ve pazarlanabilir ürünlere dönüştürmeyi hedefliyor. Bu kapsamda imzalanan Çerçeve Anlaşması, Türkiye ve bölge ülkelerinde yıllık 250.000 ton plastik atık işleme kapasitesine ulaşmayı amaçlayan bir dizi projeyi kapsıyor.
Aliağa’da Stratejik Yatırım
İlk aşamada, Biotrend’in İzmir Aliağa’da kurmayı planladığı ileri dönüşüm tesisi, ortak girişimin pilot yatırımı olacak. Bu tesis, yılda 60.000 ton plastik atığını piroliz yağına dönüştürerek petrokimya sektörüne sürdürülebilir bir alternatif sunacak. Freepoint Eco-Systems’in durum tespit sürecinin tamamlanmasının ardından, şirketlerin %50-%50 ortaklık yapısıyla yeni bir girişim kurması planlanıyor.
Sürdürülebilir Ekonomi ve Küresel Hedefler
Bu iş birliği, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine destek verirken, Biotrend’in sürdürülebilir ekonomi vizyonunu küresel çapta genişletmesini sağlayacak. Freepoint Eco-Systems Başkanı Oscar Gutierrez, bu ortaklığın, plastik atık krizine yenilikçi ve ekonomik çözümler sunma yolunda önemli bir adım olduğunu belirtti.
Biotrend ve Freepoint’in çevresel etkileri minimize eden bu stratejik iş birliği, geri dönüşüm sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
GERİ DÖNÜŞÜM
AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi ve Zorunlu Geri Dönüştürülmüş Hammadde Kullanımı: Türkiye’nin Uyum Stratejileri ve İhracat Sektörüne Etkileri

Avrupa Birliği’nin 27 ülkesini kapsayacak şekilde 1 Ekim 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) uygulaması, 2026 yılı itibarıyla birlik üyesi ülkelere yapılan tüm ihraç ürünlerini kapsayacak şekilde uygulanmaya başlanacak.
Bu tarihten itibaren AB ülkelerine ihraç edilen her ürünün sera gazı emisyon raporunun bulunması gerekirken, bu düzenleme ile eş zamanlı yürürlüğe girecek bir başka uygulama, zorunlu geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı olacak.
En az SKDM kadar önemli
Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, başta AB ülkeleri olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde geri dönüştürülmüş hammaddelerin, stratejik bir kaynak olarak görüldüğünü belirterek, “Biz SKDM uygulamasına nasıl uyum sağlayacağımızı tartışırken, atık yönetim sistemimizin AB’ye nasıl uyum sağlayacağı sorusuna aynı önemi vermiyoruz” dedi.
Atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörünün birbirinden ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çeken Gençer, Türkiye’nin tüm atıklarına “stratejik bir hammadde” gözlüğü ile bakarak, toplama ve dönüşüm süreçlerini Avrupa Birliği Atık Sevkiyatı Tüzüğü’ne (EU-Waste Shipment Regulation) uygun olarak yeniden düzenlemesi gerektiğini vurguladı.
Geri dönüştürülmüş hammadde zorunlu
Türkiye’de endüstriyel atıkların toplanması ve geri dönüşümünde önemli mesafe alınmasına rağmen, evsel atıkların hâlâ vahşi yöntemle toplandığına işaret eden EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Adeta bir hazine değerindeki evsel atıklarımızın kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşümünde AB ülkelerinin maalesef çok gerisindeyiz. Bu noktada sorunun, bir iş ve finansman modeli yaratılamamasında düğümlendiğini düşünmekteyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından büyük önem verilmesine rağmen, yıllardır uygulama tarihi ertelenen depozito uygulamasında da aynı finansman modeli eksikliğinin etkili olduğunu belirtiyoruz. SKDM ile birlikte zorunlu geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı uygulaması da AB ülkelerine yapılan ihracatta bir diğer engel olacak.”
Emisyon ticareti sistemi bir an önce kurulmalı
2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Ekonomik Program’a (OVP) göre, gelecek Mart ayı sonuna kadar Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin yasal altyapısının tamamlanarak, SKDM’ye uygun olarak mali yükümlülüğe ilişkin gerekli hazırlıkların tamamlanması gerektiğinin altını çizen Şener Gençer, “Karbon fiyatlandırma mekanizmasının ihracatçı sektörlerimiz üzerinde yaratacağı ilave maliyetlere yönelik olarak, ihracatın finansmanında kullanılacak araçların çeşitlik ve etkinliğinin de artmasını bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin ihracatında AB ülkelerinin yaklaşık yüzde 50 seviyesinde pay aldığını anımsatan Şener Gençer, sözlerini şöyle sürdürdü:
Plastik sektörü hammaddede %85 dışa bağımlı
“Yeşil Mutabakat, SKDM ve geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı gibi zorunluluklar, Türk ihracatçısının pazar kaybına neden olmamalı. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı’mız tarafından yayınlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın, ihracatta rekabetin korunması ve iklim değişikliği politikalarına uyumun sağlanmasında bir rol model olmasını arzu ediyoruz. Bunun için en kısa sürede Emisyon Ticareti Sistemimizi kurarak, AB cephesinde mahsuplaşma mekanizmasına dâhil edilmesini bekliyoruz. İlk aşamada Plastik sektörümüz gibi yüzde 85 seviyesinde ithalata bağımlı olan sektörlerin, hammaddelerini düşük karbonlu üretim yapan kaynaklardan tedarik etmeleri büyük önem taşıyor.”
GERİ DÖNÜŞÜM
İzmir geri dönüşümde dev fuara hazır

Türkiye’de kapasitesi her geçen yıl artan geri dönüşüm sektörü, İzmir’de ilk kez düzenlenecek uluslararası bir fuarda buluşmaya hazırlanıyor. 12-14 Mayıs 2022 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenecek We-Cycle Geri Dönüşüm Katı Atık ve Çevre Teknolojileri Fuarı, kentlerde atıkların kaynağında ayrıştırılması, geri dönüşüm kültürünün yaratılması ve gereksiz kaynak kullanımının engellenmesi amacını taşıyor. Fuarda Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Afrika, Kuzey Amerika ve Balkan ülkelerinden katılımcı ve ziyaretçilerin buluşması hedefleniyor.
Türkiye’de çok güçlü bir geri dönüşüm sektörü var
Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, fuara ilişkin yaptığı değerlendirmede 2030 yılında plastiklerin toplam tüketimi içinde geri dönüştürülmüş plastiklerin oranının %30’a ulaşacağını belirtti.
Atıkların mutlaka kaynağında ayrıştırması, çöp değil enerji kaynağı olduğunun bilinmesi gerektiğini kaydeden Gençer, “Ülkemizde çok güçlü bir geri dönüşüm sanayimiz var. Bu işletmelerin üretimlerini devam ettirmeleri için yapmak zorunda oldukları ayrıştırılmış atık ithalatını ‘çöp’ olarak görmek en hafif deyimle bilgisizliktir.” dedi.
“WE-CYCLE, geri dönüşüm bilincine katkıda bulunmalı”
Dünyada en fazla atık plastik ihracatı yapan ilk üç ülke olan Almanya, Japonya ve Amerika’nın aynı zamanda plastiğin en fazla tüketildiği ülkeler olduğuna dikkat çeken EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer, şöyle devam etti:
“Japonya 17,6 Dolar, Almanya’da 5,9 Dolar, Çin’de 3 Dolar olan kilogram başına ihracat değeri Türk plastik sektöründe 2,4 Dolar seviyesinde. Bu başarıyı daha tatmin edici seviyeye taşımamız için mühendislik plastikleri başta olmak üzere katma değeri yüksek ürünlerin üretimine ve nihai ürünlerde daha fazla yer almasına yoğunlaşmamız gerekiyor. We-Cycle Fuarı’nın geri dönüşüm bilincinin artmasına katkıda bulunmasını diliyoruz.”
- DİĞER11 yıl önce
Paraşüt yolculuğuna başladı!
- KİMYASAL VE HAMMADDELER11 yıl önce
Gümrük vergisiz ithalat kapısından 8 plastik hammaddesi daha geçti
- DİĞER7 yıl önce
ELK Motor, yeni yıla büyük hedeflerle giriyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER4 yıl önce
Termoplastik elastomer (TPE) nedir?
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017’ye dünya büyük ilgi gösterdi
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017 tüm hızıyla sürüyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER8 yıl önce
Büyüyen Plastik Sektöründe Endüstriyel Yağların Önemi
- Genel11 yıl önce
“Türkiye polipropilen yatırımı için cazip bir pazar sunuyor”