PLASTİK MAKİNELERİ
PLASFED “2013 plastik işleme makineleri” raporunu açıkladı
Türkiye plastik işleme makineleri, aksam ve parçaları üretimi yüzde 9 büyüdü, yüksek dış ticaret açığı devam ediyor!
PLASFED, Türkiye Plastik İşleme Makineleri Sektör İzleme Raporu’nu yayınladı. Rapora göre sektörün üretimi bir önceki yıla göre yüzde 9 artarak, 339 milyon dolara ulaştı. Türkiye plastik işleme makineleri sektöründe oransal olarak gerileme sürse de ithalat ağırlığı devam etti. İthalat bir önceki yıla göre yüzde 12 gerileyerek 527 milyon dolara düştü.
PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin plastik mamullerde büyümesini sürdürdüğünü hatırlatarak, makine sektörünün de aynı hızda gelişmesi ve hatta sektörün talebinin büyük oranda Türkiye menşeli ürünlerle karşılanmasını arzu ettiklerini belirtti. Aksoy, “Bunun için birkaç öneri geliştirdik. Yabancı makine üreticilerinin Türkiye’de üretim yapması, yerli üreticilerin büyümesinin sağlanarak AR-GE’ye dayalı yeni ürünleri ortaya çıkarmasının desteklenmesi gerekli” dedi.
Plastik sektörüne yönelik olarak en kapsamlı ve düzenli verileri üreten PLASFED, 2013 yılı Türkiye Plastik İşleme Makineleri Sektör İzleme Raporu’nu yayınladı. Rapora göre, sektördeki yabancı menşeli makinelerin ağırlığı devam etti. Üretim ve ihracatta göreli olarak artış sürse de, iç pazardaki yabancı menşeli ürünlerin yüksek oranlı ağırlığı sorununda bir değişiklik olmadı.
“Türkiye’de üretilmiş makineleri kullanmak istiyoruz”
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, rapora yönelik yaptığı değerlendirmede, Türkiye plastik mamul üretiminde hızlı bir artış görüldüğünü hatırlatarak, rekabet gücünün korunmasında verimli, yeni ürünlere imkan sağlayacak makine teçhizat yatırımlarının önemli bir unsur olduğunu kaydetti. Selçuk Aksoy şunları vurguladı: “Plastik sektörü elbette Türkiye’de üretilmiş, Türkiye menşeli makineleri kullanmayı istiyor, arzu ediyor. Bunun için birkaç öneri geliştirdik. Yabancı makine üreticilerinin Türkiye’de üretim yapması, yerli üreticilerin büyümesinin sağlanarak AR-GE’ye dayalı yeni ürünleri ortaya çıkarmasının desteklenmesi gerekli.”
Türkiye plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70-80’inin ithal ürünlerle karşılandığını söyleyen Selçuk Aksoy, “ Şu anda makine imalatçılarımız ucuz ikinci el makinelerin ithalatı ile yine ucuz uzak doğu makinelerinin baskısı altında. Genel olarak bakıldığında plastik makineleri imalatı sektörümüzde küçülme devam ediyor. Yaptığımız değerlendirmelerde, bizim geleneksel ihracat pazarlarımızın dünya toplam makine ithalatı içindeki paylarının çok düşük olduğunu gördük. Demek ki yüksek miktarda makine ithal eden ülke ve ülke gruplarına yönelik bir girişim başlatmamız gerekiyor. Ayrıca, Türkiye imalat sanayii açısından büyük önem taşıyan yetişmiş insan gücünü ve merkezi konumunu kullanarak, global markaların Türkiye’de yatırım yapmasına yönelik özel bir teşvik politikası geliştirmelidir. Sektörümüzün çoğunluğu KOBİ sınıfındadır ve yeterli miktarda AR-GE yatırımı yapamamaktadır. Bunun da teşviki ile rekabet güçlerinin artırılması önem taşıyor. Bütün bunların Türkiye için plastik işleme makinelerine yönelik stratejik bir yaklaşım etrafında toplanması da sanırım en önemli adım olacaktır” dedi.
Üretim verileri:
PLASFED tarafından yayınlanan plastik işleme makineleri raporunda, Türkiye’de faaliyet gösteren 598 makine ve aksamları üreticilerinin yüzde 78’ine denk gelen 464 firmanın İstanbul’da yerleşik olduğu saptandı. İstanbul’u 6 firma ile İzmir takip ediyor.
Türkiye plastik işleme makineleri üretimi, küresel krizin etkisiyle, 2009 ve 2010 yıllarında yaşadığı düşüşün ardından tekrar toparlandı ve 2011’de başlayan büyümeyi 2013’te de sürdü. Sektör, bir öncesi yıla göre yüzde 9 üretimini artırarak, 2012’deki 311 milyon dolarlık üretimini 339 milyon dolara yükseltti.
İhracat verileri:
Türkiye’nin iç pazarında ithal makine ağırlığı devam etse de, son dönemde Türkiye’de makine, aksam ve parçaları imalatçılarının üretim ve ihracatında iyileşmeler gözlendi. 2003 yılında 22 milyon dolar olan ihracat, 2008 yılında 95 milyon dolara çıktıktan sonra küresel krizin olumsuz etkisi nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarında geriledi ve 2010 sonunda 72 milyon dolar ile tamamlandı. Tekrar artmaya başlayan ihracat, 2011 sonunda 103 milyon dolar olurken, 2012’yi yüzde 19,4 artışla 123 milyon dolar seviyesinde, 2013 yılını da yüzde 9 artışla 134 milyon dolar seviyesinde tamamladı.
Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler sırasıyla; Rusya, (25 milyon dolar) İran, (11 milyon dolar) Almanya, (8 milyon dolar) Bulgaristan, Romanya, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan, Ukrayna ve Irak oldu.
İthalat verileri:
Türkiye, plastik işleme makine, aksam ve parçaları ithalatı, 2013 yılı sonunda bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında azalarak 527 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yüksek oranlı ithalatçı durumda olduğu plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe ithalat ekonomik durum ve yatırımlara bağlı olarak değişti. Türkiye’nin bu alandaki ithalatı 2003 yılındaki 257 milyon dolar seviyesinden düzenli olarak artarak 2008 yılında 507 milyon dolara ulaştı. Krizin etkisiyle 2009 ve 2010 yıllarındaki azalmanın ardından 2011 yılında en yüksek seviyesine ulaştı ve 692 milyon dolara ulaştı. Makine, aksam ve parçaları ithalatı 2012’de bir önceki yıla göre yüzde 14 gerileyerek 596 milyon dolara düştü. İthalat, 2013’te de gerileyerek 527 milyon dolar olarak gerçekleşti.
İç pazar satışları (Sektörün makine ve teçhizat yatırımı):
Sektörün 2011 yılında 885 milyon dolar ile zirve yapan makine ve teçhizat yatırımı (ithalat dahil iç pazar satışları) gerileme eğilimini sürdürdü. 2012 sonunda 785 milyon dolara düşen satışlar, 2013 yılı sonunda da bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında gerileyerek 732 milyon dolara indi. Plastik sektörünün, 2003 – 2013 yılları arasındaki toplam makine teçhizat yatırımı 6,4 milyar dolara ulaştı.
Dış ticaret dengesi ve birim fiyatlar:
Bu gelişmeler sonucunda, 2013 yılı sonu itibariyle sektörün dış ticaret açığı, bir önceki yıla göre yüzde 17 azalarak 393 milyon dolara geriledi. 2013 yılında, şişirme makineleri dışındaki tüm makinelerde dış ticaret açığı önemli ölçüde geriledi. Türkiye’nin ihracat ve ithalat birim fiyatlarındaki -az da olsa- dengesizlik de devam etti. Buna göre 2013 yılı sonunda birim ithalat fiyatı kg başına 12,4 dolar seviyesindeyken, birim ihracat fiyatı kg başına 11,91 dolar seviyesinde oldu.
PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ GENEL ARZ – TALEP DENGESİ ( Milyon dolar ) | |||
2012 | 2013 | % Artış 2013 / 2012 | |
Üretim | 311 | 339 | 9 |
İthalat | 596 | 527 | -12 |
İhracat | 123 | 134 | 9 |
İç Satış | 785 | 732 | -7 |
Dış Ticaret Açığı | -474 | -393 | -17 |
İhracat / Üretim ( % ) | 39 | 39 |
|
İthalat / İç Satış ( % ) | 76 | 72 |
|
İhracat / İthalat ( % ) | 21 | 25 |
|
PLASTİK MAKİNELERİ
Tayvan’ın makine devleri röportaj serisi: Robotlarıyla Türkiye’nin plastik enjeksiyon sektörüne güç katan TENSO, yeni teknolojilerini getirecek
Robot teknolojilerinde 40 yıla dayanan tecrübesiyle sektörün öncü markalarından biri olan TENSO, simülasyon odaklı çözümleriyle küresel ölçekte hizmet veriyor. Robotik çözümlerde üst düzey bir portföy sunan TENSO’nun hizmet verdiği referans firmalar arasında Honda, Yamaha, Keyway, Marwi ve daha birçok önemli marka yer alıyor. Üretim kalitesini yükselten, güvenliği artıran, arıza ihtimalini sıfırlayan, maliyetleri düşüren ve üretimdeki doğruluğu artıran çözümleriyle firma, Türkiye’nin otomotiv sanayi ve beyaz eşya sektörüyle güçlü olan plastik enjeksiyon sektörüne güç katıyor.
Türkiye pazarına birkaç yıl önce giren ve pazarda kendine önemli bir yer edinen TENSO, Türkiye’deki büyük boyutlu robotlara yönelik güçlü talebi karşılamak için yeni teknolojilerini de Türkiye pazarına getirmeyi hedefliyor. Röportaj gerçekleştirdiğimiz TENSO Pazarlama Müdürü Ivan Chen, firmanın çözümleri, Türkiye pazarındaki faaliyetleri ve hedeflerini Haber Plastik’e değerlendiriyor.
Robot teknolojisinde yer alan öncü firmalardan biri olarak hikayeniz 1985 yılında başlıyor. TENSO’nun bu konumu ve gelişiminden bahsedebilir misiniz?
TENSO’nun ürettiği robotlar, bugüne kadar enjeksiyon kalıplama endüstrisindeki otomasyona odaklandı ve bu amaçla yola çıktı. Firma olarak kurulduktan sonraki ilk 10 yılda robot sistemleri tasarlayarak, Tayvan’daki müşterilere ve yerel pazara TENSO markası olarak sunduk. İkinci 10 yılda ise Avrupa, Güneydoğu Asya ve Amerika’dan tüketicilere hizmet vererek uluslararası pazarlara ulaştık. Aynı zamanda, yoğun talep olduğu için Çin’de ofis açtık. Temel pazarımız olan Tayvan’da, robotları yerel markalar ve Japon rakipleriyle rekabet edecek hale getirdik. Pazardaki payımız %55 oranına ulaşıyor. Geçirdiğimiz dönüşümün hedefi de total çözüm sağlayıcı olmaktı. TENSO olarak müşterilerimize ihtiyaç duydukları desteği en kısa sürede ulaştırmak ve şöhretimizin hakkını vermek için farklı ülkelerde 20’nin üzerinde yerel acentemiz ve servis ofisimiz bulunuyor.
TENSO’nun ana odak noktası olan robot teknolojilerinde, hangi ürünlerle hangi sektörlere çözüm sunduğu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Firma olarak temelinde yapıya odaklanan bir sistemimiz var: Aktarımı yükseltebilir, güvenliği artırabiliriz ve müşterimizin üretim kapasitesi kaybı, maliyet fiyatı konusunda endişelenmelerine gerek kalmayan, robotik işlemlerle doğruluğun ve okunabilirliğin arttığı bir ortam sağlayabiliriz. Birçok uluslararası müşterimiz, teknik gücümüze ve ürün tasarımımıza inanıyor. Müşterinin her zaman yanında yer alıyoruz. Enjeksiyon robotları teknolojisini tüm dünyaya pazarlıyoruz. Küresel bir şirket olan Honda, buzdolabı ve çamaşır makinesi üretimi yapan başka bir küresel firma, özellikle Tayvan ile Japonya’da çok popüler olan motosiklet üreticisi Yamaha, Tayvan pazarında ev gereçlerinde üretim lideri olan Keyway, Asya’daki üretim bisiklet panelinin lideri Marwi bunlardan bazıları… Esas olarak, otomotiv sektörü gelecek için umut vaat ediyor.
Sisteminiz ve ve çalışma hattınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Sistemimizin plastik enjeksiyonda popüler olduğunu düşünüyorum. Üretimimiz, genellikle otomobil ekipmanların elektronik parçalarındaki uygulamalar, optik elemanları paketleme ve yapı bileşenlerinde yoğunlaşıyor. Ultra büyük boy olan ürün gamımız, araba tamponu ve gösterge paneli gibi otomobil parçalarının üretimi için çok uygun. Robotlar için konuşursak; genellikle araba tamponu ve gösterge paneli üretimi için tasarlanan, ağırlık olarak 70 kilogram olan özel bir mekanik tasarımımız var. Ayrıca büyük robotlar, ürünü sorunsuz bir şekilde çıkarabiliyor. Tıpkı insan gövdesi gibi, kolun sonunda döndürücülere sahibiz ve robot mekanizmasının ultra yüksek doğruluğundan destek alıyoruz. Örneğin, SUV araba tamponunda robotlar araba tamponunu çıkarmak için yukarı ve aşağı kullanılır. 45 derece döndürüyoruz ve tüm parçayı diğer parça için koruma bağlamına alıyoruz.
Bunlar T-12 ürününüzle bağlantılı mı?
T-12 tank kontrolörüne özel tasarım yaptık ve ayırma/çıkarma işlevini ekledik. T-12’nin kontrolörü bizim tarafımızdan, kendi bünyemizde tasarlandı. Robotun temelini CPU kartı oluşturuyor. El kumandasıyla CPU kartını çıkarıyoruz ve robotun üzerine yerleştiriyoruz. Elle kumada edilebilir, yükseltme süresini kısaltabilir; aynı zamanda insan hatasını, düşürülme olasılığını, arıza oranını azaltabilir ve ayrıca günlük kullanımda ortaya çıkacak saklama ve bakım maliyetini azaltabilir. İkinci noktayı, simülasyon modumuz oluşturuyor. Simulasyon modu, işlem başlamadan önce devreye girer. Bu şekilde de operatörün dikkatsizliği önlenir. Simülasyon modundan önce, MPG kullanıyorduk. MPG, mikro ayarlarda Manuel Darbe Üreteci anlamına gelir.
Türkiye pazarındaki faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Birkaç yıl önce Türkiye pazarına girdik. Esnek seçeneklerimiz ve müşteri ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş robotlarımız ile pazara bu hizmeti sağlayan büyük robot üreticilerinden biri olduğumuzu gördük. Bu nedenle çok şanslıyız. Türkiye pazarına girdikten sonraki 3 yıl içinde müşterilerimizin güvenini kazandık ve pazar, sistemimizin tasarım konseptini kabul etti. TENSO olarak her zaman güler yüzlü tavır ve servis sağlıyoruz. Müşterilerimiz ve Avrupa ile Kuzey Amerika pazarı bizim için çok önemli. Bu pazarlarda ve Güneydoğu Asya’da 1500 ila 5000 ton ile eşleşen büyük boyutlu robotlara odaklanıyoruz. IC robotları ve istemci robot sistemleri (IML sistemi gibi), performans konusunda kusursuzlar.
İç pazar faaliyetlerimizle memleketimizi de unutmuyoruz. 1985 yılından bugüne Tayvan’da 4000’den fazla müşterimiz var. Dünyanın her yerinden kullanıcıları, envanterlerine uygun olan robotları görmeleri için Tayvan Robot Merkezi gelmelerini destekliyoruz.
Türkiye pazarına yönelik başka operasyonlar planlıyor musunuz?
Yıllar içinde yaptığımız analizlere göre Türkiye’deki plastik enjeksiyon sektörünün çok hareketli olduğunu gördük. Özellikle buzdolabı, klima, televizyon gibi beyaz eşya ve araba tamponu, dokunmatik panel gibi otomobil yan sanayi alanlarındaki özel uygulamalar için büyük boyutlu basit robotlardan daha profesyonel robotlara olan talep çok yoğun. Türkiye’deki büyük boyutlu robota yönelik güçlü talebi karşılamak için Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yeniliklerimizi Türkiye pazarına getirmeyi çok istiyoruz. Son yıllarda Türk müşterilerin ihtiyaçlarına daha fazla önem vermeye başladık.
Üretimimizde robotlar konusunda rekabet gücümüz yüksek. Termin tarihlerini geçmiyoruz. Arıza ihtimalinin ortadan kalkmış olması, müşteriyi de üretim hattında rahatlatıyor. Makinenin çalışmasında PN sistemini kullanıyoruz. Dolayısıyla, üretim kapasitesinin yüksekliği ve maliyeti artıran ani arızalanma gibi konularda müşterinin endişelerini ortadan kaldırıyoruz.
Otomasyon sistemlerinin benimsenmesi ve endüstri 4.0’ın devreye girmesi ile firmanız belirleyici aktörlerden biri haline geldi. Hangi rotayı takip etmeyi tercih ediyorsunuz?
TENSO robotu, endüstri 4.0 ile eşleşmeyi sağlayabilecek yükseltme seçeneğine sahip. Müşteri, endüstri 4.0 için gerekli olan veri toplamada bağlantı verilerini yükseltmek için IO sinyal bağlantısı aracılığıyla veya harita arayüzüne dayalı olarak ekstra yükseltme yapabiliyor. Sistem üzerinden müşterilerin enjeksiyon verilerine ulaşabiliyoruz ve gerçek zamanlı olarak müşteriler için gerçekleştirilebilecek takip süreçlerini kaydedebiliyoruz. Örneğin, enjeksiyonda robot hareketi tüm kalıp kayıtlarında ve sonuçlarında her bir çevrim süresinde üretim kalite yüzdesi ve bakım süresi hatırlatıcısı yer alıyor. Robot hızı ve motor modu onaylanmış olan bu verilerin çeşit sayısı 20’ye kadar çıktı. Bunun yakın gelecekte müşteri vizyonlarından biri olacağını düşünüyoruz.
PLASTİK MAKİNELERİ
Tayvan’ın makine devleri röportaj serisi: Hızlı kalıp değiştirme sistemlerinin öncüsü SANDSUN, Türkiye ile etkileşimi artırmak istiyor
Tayvan merkezli SANDSUN, ana ürün grubu olan hızlı kalıp değiştirme sistemlerindeki 30 yılı aşan tecrübesiyle bu alanda öncü bir rol üstleniyor. Geliştirdiği otomasyon odaklı sistemlerle otomotiv endüstrisi ve elektronik eşya sektörleri başta olmak üzere pek çok uygulama alanına birçok avantaj sağlayan SANDSUN; Türkiye, Hindistan, Kore ve Güneydoğu Asya’daki birçok ülkede aktif olarak faaliyetlerine devam ediyor. Hava tahrikli hidrolik pompa ünitesi, pres makinesi için aşırı yük koruyucu, kalıp değiştirme sistemleri gibi alanlarda sürekli olarak Ar-Ge çalışmaları yapan SANDSUN, Türkiye ile ticari etkileşimini artırmak ve büyüyen otomotiv endüstrisinin çözüm ortağı olmak istiyor.
Firmanın eşsiz avantajlar sağlayan çözümleri ve Türkiye pazarındaki faaliyetleri hakkında röportaj gerçekleştirdiğimiz SANDSUN Satış Müdürü Garnett Chang, ayrıntıları Haber Plastik’e değerlendiriyor.
Öncelikle SANDSUN’u tanıyabilir miyiz?
Tayvan merkezli bir şirketiz ve SANDSUN olarak; pres enjeksiyon makinesi, pres makineleri ve pres döküm makineleri için hızlı kalıp değiştirme sistemlerinde yaklaşık 30 yıllık tecrübeye sahibiz. Çoğunluğu otomobil, ev ve elektronik eşya sektörlerinde faaliyet gösteren müşterilerimizin sürekli değişen problemlerine çözümler üretiyor ve bu sektörler için ürün ve hizmet sağlıyoruz. Türkiye’de de satış kanalımız var ve SANDSUN olarak ürünlerimize inanıyoruz.
Günümüzde birçok şey otomatikleşiyor. İş gücü bakımından düşündüğümüzde prosesler daha da otomatik hale geliyor. Değiştirme işlemi otomatik olarak yapılabiliyor; yalnızca dize ve çalıştırma asistanına ihtiyaç oluyor. Şu an tüm ağır ve tehlikeli işler zaten otomatik robotlar tarafından yapılıyor.
Ana ürün grubunuz olan hızlı kalıp sistemlerinin getirdiği yeniliklerden bahsedebilir misiniz?
Bu sistemler müşterilerimize yalnızca verimlilik konusunda yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda daha fazla iş ortaya çıkarılmasını sağlar, maliyet sorununu da ortadan kaldırır. Genellikle işlem sırasında işçiler; makineleri ve hattı taşımak, konumlandırmak ve bağlamak için çok zaman harcar. Ancak sistem kullanıldığında, zamandan ve işten çokça tasarruf sağlanır. Örneğin kalıp takım tezgahı kurulumunda, önce kelepçe kullanıyorsunuz ve vinç çalıştırıyorsunuz. Profesyonel çalışanların, vinç için operatör lisansına sahip olması gerekiyor. Kalıp havada asılı kaldığında ise çok tehlikeli olaylara neden olabiliyor. Yani fabrika içerisinde hareket ettiğinizde çokça zaman harcıyorsunuz. Ancak yeni teknoloji hızlı kalıp sistemleriyle sürdüğünüz taşıyıcı daha fazla depolama alanı sağlayabiliyor ve cep telefonunu sadece bir dokunuşla, herhangi bir büyük sorun yaşamadan tamamen otomatik olarak makineye dönüştürebiliyorsunuz. Bu tür tehlikeli ve ağır işlerin tamamı güvenle yapılabiliyor.
Bu çok büyük bir adım; zamandan tasarruf sağlarken, profesyonel işçi sorununa da çözüm sunuyor. Bu avantajlarıyla iklim değişikliğine uygun sistemimiz başta makine olmak üzere tüm endüstriye zaman tasarrufu sağlama, ağı daha anlamlı hale getirme ve ardından akülere dayalı çalışma ortamı oluşturma konularında katkı sağlıyor.
Bu sistemlerin işletmeye sağladığı avantajları biraz daha açabilir miyiz?
Hızlı kalıp sistemiyle, kalıp işlemlerinde en az %50 zaman tasarrufu sağlayabilirsiniz. Ne kadar çok zaman kazanırsanız, o kadar az maliyetiniz olur. Az önce de söylediğim gibi, kalıbı değiştirmek için nitelikli işçilere ihtiyacınız var ama bizim sistemimizle sıradan bir işçi bile, kalıbı değiştirmek için makineyi çalıştırabilir ve ardından kalıp ayarlanabilir. Bunun yanı sıra işlem tehlikesini ortadan kaldırıyorsunuz ve aynı zamanda kalıp değiştirme işlemi sırasında çok ağır kalıpları da transfer edebiliyorsunuz. Tüm bunlar da makineler tarafından yapılıyor. Yani son derece hazır bir biçimde ve ek iş gücü gerektirmeden çözüm sağlanabiliyor. Bu sayede yaralanma oranı da oldukça azalıyor. Bu yeniliği firmanın geneline ve işçilere aktarmak da oldukça kolay. Sistemimizin ürün kalitenizi de artırmaya yardımcı olabileceğini söyleyebilirim; çünkü sistemimizi kullanarak bazı standartları daha sık uygulamanız ve uymanız gerekiyor. Standart oluşturduğunuz için de ürünlerin kalitesi daha da iyileşiyor. Böylece kalıpları değiştirirken belirsizlikleri de azaltabiliyorsunuz.
Çözümleriniz arasında yer alan hava tahrikli ısıtıcı pompa ünitesinin diğer sistemlere göre sağladığı artılar nelerdir?
Hava tahrikli hidrolik pompayı diğerleriyle karşılaştırdığımızda, hava tarafından çalıştırılan pompanın daha entegre olduğu kabul edilir. Proseslerin çalışması için hidrolik bir sisteme ihtiyaç vardır. Basınç düşük olduğunda, tepki kuvvetimiz azalır ve bu da tehlike arz eder. Firma olarak çok sayıda güvenli tasarım yapıyoruz ve bu konuda da hassas bir tasarım olan pompa pimlerimiz var. Bu ürünle basınç depolandığında; dil, sabit bir hidrolik basınç aralığına ulaşılana kadar havayı otomatik olarak pompalar. Pompada kullandığımız basınç şalteri ise basınç düştüğünde, basınç anahtarımız tarafından algılanır ve ardından makineye bir sinyal göndererek makinenin çalışmasını sağlar. Benzersiz bir tasarıma sahip olan bu ürün ile hazne içindeki basınç, hava ve elektrik olmadan dahi 24 saatten fazla sürdürülebilir. Özetle hava tahrikli hidrolik sistemdeki en büyük avantajın, uzun ömürlü ve kullanıcı dostu tasarım olduğunu söyleyebilirim ve bu tür bir konseptin dünyada daha popüler hale geleceğine inanıyoruz.
Kelepçe seçimi işinizin bir diğer parçasını oluşturuyor. Kelepçe seçiminin önemi nedir? Uygulamada öncelikli olarak neler ele alınmalıdır?
Sistemimizde hidrolik bir sürücü bulunuyor. Kelepçe seçimindeyse göz önünde bulundurduğumuz, tepki kuvveti kaynağı gibi önemli noktalar var. Makine de önem arz ediyor, ancak kuvvetin kaynağı bizim için öncelik taşıyor. Bu da en uygun fiyatı müşterilerimize sunmamızı sağlıyor. Makinenin uygunluğunu, müşteri deneyimine göre belirliyoruz, ona göre kabul ediyoruz. PSStock’a uygun bir yapımız bulunuyor. Makinelerde de PC panelinin bulunmasına gayret gösteriyoruz. Doğru seçim yapılamazsa, makine bağlantıları da iyi yapılamayacağı için bu durum tehlikelere yol açabilir. Bu saydığım üç noktayı her zaman iyi ele almak gerekiyor.
Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ürünümüzü Türkiye, Hindistan, Kore ve Güneydoğu Asya’daki birçok ülkeye ihraç etmekteyiz. Türkiye’nin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İlişkilerimizin yaklaşık 15 yıl öncesine uzandığı bir satıcımız var. Güvenilir bayilerin ürünlerimizi ele alabilecek kendi mühendisleri olmalıdır. Bu nedenle, iyi bir anlaşmanın pazarı çok daha fazla genişletmeye yardımcı olabileceğine inanıyoruz. Örneğin, özellikle enjeksiyon motorlu makine ürünlerimiz için Türkiye piyasasında çok büyük bir otomobil endüstrisi bulunduğunu biliyoruz. Otomotiv endüstrisinde çok fazla ürün var ve birçok arabanın da enjeksiyon makinesine ihtiyacı var.
Otomotiv endüstrisinin işleyişi de değişti: Üretim miktarları küçülürken, ürün çeşitleri artıyor. Müşterileriniz farklı parçalardan 10’ar 20’er adet siparişler verebiliyorlar. Üreticiler bu noktada sorunlar yaşıyor, çünkü farklı parçaların az sayıdaki üretimlerini gerçekleştirmek için üretim hattında sık sık değişiklikler yapmak zorunda kalıyorlar; bu da üretim maliyetini ve harcanan zamanı artırıyor.
Türkiye pazarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Firma olarak Türkiye pazarıyla ilgili hedefleriniz nelerdir?
Türkiye’nin kendi elektrikli otomobil markası olduğu haberini gördüm ve Türkiye hükümetinin bu yepyeni elektrikli otomobil markası için çok çaba göstereceğine inanıyorum. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki otomobil endüstrisinin canlanacağına inanıyorum; çünkü elektrikli otomobil, geleceğin ana gücü olacak. 2020’lerin içerisinde 35 ya da daha fazla otomobil üreticisi elektronik parça sahasında üretime başlayacak. Dolayısıyla Türkiye pazarının 20 yılı canlı geçireceğini düşünüyorum. İhracat konusunda sadece Avrupa’ya değil, Orta Doğu’ya da ürün ihraç eden Türkiye, ürünlerinin büyük bir kısmını Almanya’ya ihraç ediyor. Ayrıca Almanya’dan ithalat da yaparak Almanya’nın en önemli ihracat ülkesi oluyor. Türkiye’den Almanya’ya ihraç edilen otomobil ürünleri, Almanya’nın otomobillerini tüm dünyaya ihraç etmelerine destek oluyor. Dolayısıyla geleceğin daha iyi olacağına inanıyorum çünkü hükümetinizin politikası şirketleri ihracata teşvik ediyor. Bu yüzden çok büyük bir fark yaratıyor. Ayrıca Türkiye pazarının geleceğinin otomatik üretim olduğunu düşünüyorum çünkü bunun her ülke için geçerli bir konu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun Türkiye’yi de ilgilendirdiğini düşünüyorum. En basit örnek olarak, Tayvan’da daha fazla insan Uber sürücüsü olmayı seçiyor, bu da fabrikada işi bitirmenize yardımcı olması için insan gücü kullanmanız yerine herhangi bir otomatik makineye geçmenizi gerektiriyor.
Açılacak fabrika merkezleriyle pazarda büyümeye devam edeceğiz. SANDSUN olarak özellikle Türkiye pazarındaki müşteri arayışımızı artıracağız. Türkiye’nin Tayvan ile iş birliğinin gelecekte artacağını düşünüyoruz. Bu biçimde de SANDSUN’ın pazardaki etkisi de artacak.
PLASTİK MAKİNELERİ
Tayvan’ın makine devleri röportaj serisi: Enjeksiyon kalıplama çözümlerinin Tayvanlı uzmanı HUARONG, Türkiye’ye yatırım planlıyor
Enjeksiyon kalıplama alanına birçok avantaj sunan servo motoru tanıtan ilk Tayvanlı şirket olan HUARONG, benzersiz özellik ve güçlere sahip hem dikey hem de yatay uygulamalar için eksiksiz enjeksiyon kalıplama çözümleri sunuyor. Dünya genelinde Türkiye’de dahil 68 ülkede müşterileri bulunan küresel marka, Türkiye ile daha güçlü ve destekleyici ilişkiler geliştirmeyi hedefliyor. Tayvan’da gelişmiş üretim hatlarının da bulunduğu merkezi, Çin’de 2 üretim fabrikası ve Hindistan’da operasyon ofisi bulunan HUARONG, Türkiye’de yatırım yaparak pazardaki varlığını geliştirmek istiyor.
40 yılı aşkın deneyimiyle enjeksiyon kalıplama çözümlerine eksiksiz portföy sunan HUARONG, çözülemeyen plastiklere getirilen yasaklar ve plastik kısıtlama politikalarıyla karşı karşıya kalan müşterileri için tek kullanımlık plastiğin yerini alacak malzemelerin üretimine de odaklanıyor. Röportaj gerçekleştirdiğimiz HUARONG Yurtdışı Satış Müdürü Steve Yu, firmanın çözümleri, Türkiye pazarındaki faaliyetleri ve hedeflerini Haber Plastik’e açıklıyor.
HUARONG’u tanıtarak, firmanızın yakın gelecekteki hedeflerinden söz edebilir misiniz?
Sizlerin de bildiği gibi enjeksiyon kalıpları makineleri üreten bir firmayız. Markamızdan ziyade firma hedeflerimizi anlatmak istiyorum: Çözülemeyen plastiklere getirilen yasaklar ve plastik kısıtlama politikalarıyla ilgili yeni uygulamalar nedeniyle müşterilerimiz; gıda konteynerleri ya da otomobil parçaları gibi ilgilendikleri makinelerde tek kullanımlık plastiklerin yerini alacak malzemeler üretip üretemeyeceğimizi sormaya başladı. Yakın gelecekte, tek kullanımlık plastiğin yerini alacak malzemelerin üretimine odaklanacağız.
Üretiminizi ve satış ağınızı büyütmek, yeni ekipmanlarla farklı sektörlere girmek için hedefleriniz var mı?
Firma olarak merkezimiz Tayvan’da yer alıyor. Tayvan ve Çin’de fabrikalarımız bulunuyor. Bir aracımız ve müşterilerimizin olduğu Türkiye ise temel sahalarımızdan birini oluşturuyor. Türkiye’deki piyasamızı geliştirmek adına yatırım yapmak istiyoruz ve belki de ileride bir fabrika yatırımı yapmak, buradaki bir sonraki aşama olacak.
İş alanınızı Türkiye’de genişletirken gördüğünüz kolaylıklar ve zorluklar nelerdir?
Yapabileceğimiz tek şey işimizi iyi yapmak. Ortaya çıkarılan iyi bir ürün, değerini anlayacak birilerini mutlaka bulacaktır. Piyasayı büyütmedeki güçlüklerden söz edersek; sanırım dil ilk sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Ancak iyi bir aracı ya da yardımcı bulabilirsek, makinelerimizin ürün olarak pazarda büyümesi problem oluşturmayacaktır.
Makineleriniz büyük potansiyel barındırıyor. Ürünleriniz hakkında konuşursak, enjeksiyon kalıp makineleri sanayiyi ne şekilde etkiliyor?
Müşterilerimizin çoğu genellikle servo motor sistemlerini ve enjeksiyon kalıp makinelerini kullanıyorlar; çünkü servo motor sistemleri enerjiden daha fazla tasarruf etmelerini sağlıyor. Servo motor sistemi diğer sistemlerle karşılaştırıldığında, %72,8’den daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Bu da servo motor ve koruma sistemi kullanıldığında, koruma oranının daha çabuk şekilde elde edilebileceği ve makinenin daha süratli çalışacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla verimlilik daha yüksek ve yanıt süresi daha kısa oluyor. Bu avantajlarıyla piyasada oldukça popüler olan bu makinemiz ile sıcaklık da daha iyi bir şekilde kontrol edilebiliyor. Firma olarak bir araştırma merkezimiz var ve mühendislerimiz makineler üzerine bulgularını burada test edip karşılaştırabiliyor.
Servo motorlar hangi sektörlere hitap ediyor, daha çok hangi sektörlerde kullanılıyor?
Araç ışıkları, otomobil bileşenleri, araç tamponları gibi ürünlerin yanı sıra; elektronik eşyalar ve TV’lerde, televizyon çerçeveleri ve akıllı telefon kapları gibi ev eşyalarında yaygın bir şekilde kullanılıyorlar.
HUARONG’un üstün bir fabrika sistemi var. Bu sistemden söz edebilir misiniz?
Firma olarak kullandığımız, kurulum ve enjeksiyon kalıp sistemine uygulanan bu yazılım sistemi Huawei tarafından geliştirildi. Bu sistem çok sayıda makinesi olan firmalarda, operatör ve işletme yönetimine kullanım kolaylığı sağlıyor. Firmaların, makinelerin yönetimi için insan kaynağına çok fazla yatırım yapması gerekiyor; ancak birebir çalışılma zorunluluğunu ortadan kaldıran fabrika yönetim sistemiyle birlikte, yöneticilere ve operatörlere sağlanan büyük kolaylıklar ile makinelerin izlenmesi kolaylaşıyor. Diz üstü bilgisayarınızı ya da cep telefonunuzu kullanarak işlem hakkında her şeyle ilgili bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Bu önemli bir sistem avantajıdır.
Üretim hatları, tek bir ürüne değil, çok çeşitli ürünlere odaklanır ve çok sayıda üretim modu mevcuttur. Kalıp derecesinin ve kalıp parametrelerinin ayarlanması için operatörler gerekir; ancak gelişmiş sistemimizi kullanmaya başlayınca, örneğin kalıp derecesini ayarlamak için gereken zaman azaltılır. Fabrikasında 13 makinesi olan bir müşterimiz, kalıp büyüklüğünü ve derecesini ayarlamak için her defasında 2 ya da 3 saat harcıyordu. HFS ile tanıştıktan sonra; sistemin kalıbı almasıyla üretimin bitmesi arasında geçen işlem süresinin 1 saatin altına indiğini gördü. Yine birkaç ay önce Türkiye’den bir müşterimiz, üretime başlamadan önce harcadıkları sürenin yalnızca 30 dakikaya indiğini ve kullanılan enerjinin de %30 oranında azaldığını bildirdi. Sistemin kullanıcıları bu avantajların yanı sıra, kontrol ve yönetim için de çok sayıda operatör istihdam etmek zorunda kalmıyor.
FED’in para politikası değişiklikleri, ekonomik sıkıntılar ve artan enflasyon bağlamında marketteki farklılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu durum ve ekonomik ortam, sanayi içindeki ve dışındaki birçok firmayı çok fazla etkiledi. Burada yapabileceğimiz şey, işimizi iyi yapmak. Ayrıca, iyi ürünlerin değerini iyi anlayan insanları bulacağını düşünüyorum. İyi bir perspektifi olan yatırımcı, makinelerimizin değerini bilecektir. İşte tam da bu nedenle devam ediyoruz, makine kalitemizi sürdürüyoruz ve müşterilerimizin gereksinimleri için en iyi çözümü bulup, onlarla iş birliği yapmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyoruz. Sanırım global değişimden etkilenmeyi önlemek için yapılabilecek en iyi şey budur.
Türkiye pazarındaki hedefleriniz ve beklentilerinizden bahsedebilir misiniz?
Firma olarak dünya genelinde 68 ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de müşterilerimiz var. Türkiye’deki müşterilerimizin %70’i otomobil endüstrisinden geliyor.. Müşterilerimizin bir kısmı otomotiv piyasasına çalışırken, diğerleri de elektronik sektöründe çalışıyorlar. Bildiğim üzere, Türkiye’de ev eşyaları uygulamaları çok popüler, istikrarlı ve Avrupa piyasasında da büyük pay sahibi. Dolayısıyla bir müşteri ya da aracı, bizim sanayideki odağımız olan ürünler yoluyla iş birliği yapmak ister ve bu alana yoğunlaşırsa, bunu çok memnuniyetle karşılar ve bilgi edinmek isteriz. Türkiye ile daha güçlü ve destekleyici ilişkiler geliştirmeyi umuyoruz.
Eklemek istedikleriniz…
Bu yılın Ekim ayında Almanya Düsseldorf’ta düzenlenen fuara katılım sağlayacağız. Türkiye’den bizi ziyarete gelen müşterilerimize sadece yatay değil, dikey enjeksiyon kalıp makinelerimizi de göstermekten mutluluk duyarız.
- DİĞER11 yıl önce
Paraşüt yolculuğuna başladı!
- KİMYASAL VE HAMMADDELER10 yıl önce
Gümrük vergisiz ithalat kapısından 8 plastik hammaddesi daha geçti
- DİĞER7 yıl önce
ELK Motor, yeni yıla büyük hedeflerle giriyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER4 yıl önce
Termoplastik elastomer (TPE) nedir?
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017’ye dünya büyük ilgi gösterdi
- Etkinlikler7 yıl önce
Plast Eurasia İstanbul 2017 tüm hızıyla sürüyor
- KİMYASAL VE HAMMADDELER8 yıl önce
Büyüyen Plastik Sektöründe Endüstriyel Yağların Önemi
- Genel10 yıl önce
“Türkiye polipropilen yatırımı için cazip bir pazar sunuyor”